Tüp bebekte başarı oranlarının en yüksek olduğu kısırlık nedenleri tüplerin kapalı olması ve sperm azlığı durumlarıdır. Yumurta kalitesi ve embriyo kalitesine yönelik sorunlar tüp bebek uygulamalarında halen çözümü zor sorunlardır. Ertelenen, uzayan kısırlık süreleri gebeliği güçleştirir.
Kısırlık Tedavisinde Gelinen Son Nokta Tüp Bebek Tedavisi (IVF)
Kısırlığın anlaşılması ve tüp bebek tadavisinde başarı elde edilmesi için önce doğal yollardan gebeliğin oluşum basamaklarının bilinmesi gerekir. Bir gebeliğin oluşması; kadında yumurta üretimi, erkekte sperm üretimi, cinsel ilişki, spermin yumurtanın yanına nakli, spermin yumurtayı döllemesi, döllenme sonrası oluşan embriyonun tüplerden rahmin içine taşınması ve son olarak rahmin içine yerleşmiş embriyonun gelişimini içeren karmaşık ve ardışık süreçlerin hassas dengesine bağlıdır. Bu basamaklardan herhangi biri yolunda gitmezse sağlıklı bir bebeğin doğumu söz konusu olmamaktadır.
Tüp Bebek Tedavisi yolunda gitmeyen basamakları belli oranlarda düzelterek çiftlere sağlıklı bebek sahibi olma şansı sunabiliyor. Gelişen teknoloji ve artan bilgiler sayesinde tüp bebekte giderek daha yüksek başarı oranları elde edilmektedir. Tüp bebek, kendiliğinden hamile kalamayan çiftler için kabul edilebilir maliyette, en yararlı tedavi yöntemi olarak tüm dünyada kabul edilmektedir.
Kısırlık (infertilite) neden olur? Tüp Bebek tedavisi (IVF) tek çare midir?
Kısırlık (infertilite) nedenleri 5 grupta incelenir:
Yumurtlama problemleri. Tüplere ait sorunlar (tüplerde tıkanma veya şişme). Erkek faktörü (sperm sayı veya hareket azlığı veya yokluğu). Açıklanamayan infertilite (bir sorun saptanamadığı durumlar). Endometriozis (çikolata kistleri, yumurtalıklar ve karın zarında yapışıklar) İnfertilite sebeplerinden tüplere ait sorunlar ve erkeğe ait problemlerin tedavisi en iyi Tüp bebek yoluyla olur. Tüp Bebek (IVF) başarı oranlarının en yüksek olduğu infertilite tüp tıkanıklığı ve sperm azlığına bağlı gelişen infertilitedir. Yumurtlama problemleri, endometriozis ve açıklanamayan infertilite durumlarında kadın yaşı 32 den küçük ve infertilite süresi 3 yıldan az ise, bir veya iki kez yumurtlama ve aşılama gibi hafif tedaviler uygulandıktan sonra sonuç alınamıyorsa tüp bebek tedavisine geçilir. Yumurta kalitesi ve embriyo kalitesine yönelik sorunlar, yani azalmış yumurta sayısı ve ileri kadın yaşı gibi durumlarda en ileri tedavi olan Tüp bebek tedavisi dahi yetersiz kalabilmektedir. Yumurta ve sperm hücresinin olmadığı durumlarda şu an için kabul edilmiş onaylanmış tedaviler bulunmamaktadır. Bu çiftler için yumurta ve sperm bağışı bir seçenek olarak durmaktadır.
Kısırlık tedavisinde birinci hedef saptanan sorunları düzeltmeye yönelik ilaç veya ameliyat tedavileridir. Bu düzeltici tedaviler kısaca; yumurtlama kusuru varsa yumurtlatıcı ilaçlarla yumurtlamanın sağlanması, rahim içinde embriyonun yerleşmesini engelleyebilen miyom , polip, septum, yapışıklık (sineşi) gibi sorunların histereskopi ameliyatı ile düzeltilmesi, şişmiş tüplerin laparoskopi ile kapatılmasıdır. Düzeltici tedavilerden sonra diğer şartlar uygunsa kendiliğinden gebelik şansı için 3-6 ay bekleme önerilir. Kısırlık araştırmalarında tüm testler normalçıkabilir veya saptanan sorunlar bazen düzeltilemeyebilir.
Tüp bebek tedavisi Antalya
Yardımcı üreme teknikleri olarak adlandırılan Tüp bebek Antalya üreme endokrinolojisi ve infertilite uzmanı yani tüp bebek uzmanı hekimler tarafından yapılmaktadır. Diğer şehirlerdeki merkezler ile benzer başarılar Antalya'daki tüp bebek merkezlerinde Antalya tüp bebek uzmanları tarafından elde edilmektedir. Günümüzde teknoloji ve bilgiye ulaşmak her zamankinden daha kolay ve hızlı olabilmektedir. Tüp bebek tedavisi veya aşılama tedavilerinde temel amaç yumurta ve spermi bir araya getirmek ve döllenmeyi sağlayarak gebelik şansını artırmaktır. Aşılama doğala yakın daha hafif bir tedavi iken Tüp bebek hamileliğe daha hızlı ulaşılmasını sağlamaktadır. Her iki tedavi yöntemi, yumurtlamanın arttırılması, spermin hazırlanması ve yardımlı döllenme olmak üzere üç ayrı aşamadan oluşmaktadır. Çocuk sahibi olmayı isteyen tüm çiftlerin bilmesi gereken şu gerçeği bir kez daha hatırlatalım: Ertelenen ve uzayan kısırlık süreleri sonraki dönemlerde gebelik elde edilmesini güçleştirmektedir!
VIDEO
Tüp Bebek Tedavisinin Aşamaları Tüp bebek tedavisi 4 aşamada gerçekleştirilir
Yumurtlamanın arttırılması (süperovulasyon): Tüp bebek tedavisine karar verildiğinde adetin 2. günü ultrason yapılır. Bu siklusta rahim ve yumurtalıkların yumurta geliştirici tedaviye uygunluğu araştırılır. Tedaviye başlanabilmesi için en iyi şartlar adetin 2.gününde endometrium kalınlığının 4mm’nin altında, yumurtalık kistinin 1.5 cm’in altında, çikolata kistinin 3cm’in altında olması, FSH değerinin 12 mIU/nin altında, E2 değerinin 50pg/ml'den küçük olmasıdır. Tüp bebek tedavisinde birinci basamak, yaklaşık 10 gün süren yumurta sayısını çoğaltıcı ve yumurtaları büyütücü FSH iğne tedavisinden oluşur. Kaç yumurta büyütülmesi isteniyorsa, kadının yaşı, kilosu ve yumurtalık rezervi (antral folikül sayısı) dikkate alınarak FSH hormonu içeren ilaç dozları ayarlanır. Yumurta geliştirici iğneler kişinin kendi kendine yapabileceği, göbekten uygulanan, yan etkisi olmayan iğnelerdir. Tüp bebek tedavisinde ideal olarak 6-10 kadar yumurta oluşturulması hedeflenir. Yaklaşık 9-11 gün süren yumurta büyütme döneminde 2-3 gün aralıklarla bazen de her gün vajinadan ultrason ile yumurtaların gelişimi takip edilir. Yumurtaları geliştirmede kadının yaşına, yumurtalık reservine ve önceki denemelerde yumurta cevabına göre farklı tedavi protokolleri uygulanabilir. Kısa protokol günümüzde en sık kullanılan protokol olmasına rağmen, düşük reservli ve endometriozisli kadınlarda farklı iğne tür ve dozları tercih edilir. Yumurta gelişimi tüp bebek tedavisinin en önemli kısmıdır. Yumurta kalitesi hamileliğin oluşumunda %70-80 etkiye sahip olup en önemli faktördür. Tedavi siklusunda ortalama doz (200-300Ü) FSH iğnesi ile yeterli sayıda ( 6-10 kadar),birbirine eşit boyutlarda, normal sürede (8 günden kısa değil, 12 günden uzun değil),her iki yumurtalığın da çalıştığı, E2 hormonunun normal düzeyde olduğu (yumurta başına 150-200pg/ml) durumlarda en iyi kalite yumurta elde edilmesi beklenir. İyi kalite yumurta elde edilmesi için bu şartlar oluşturulmaya çalışılır. Vajinadan ultrason ile folükül boyutları ve kanda FSH, LH, E2 ve Progesteron hormon düzeyleri analiz edilerek yakın takip yapılır. Yumurta hücresi (oosit) içeren folükül boyutları 18-20 mm olduğunda çatlatma iğnesi ile yumurtanın ogunlaşması ve çatlamaya hazır hale gelmesi tetiklenmiş olur.Yumurtaların toplanması: Çatlatma iğnesinden 35-36 saat sonra, anestezi altında, vajinal ultrason rehberliğinde, özel tasarlanmış iğneler vasıtasıyla, kapalı devre sistemlerle yumurtalar vakumlanır. Yumurtaların bu şekilde tüpler içine alınması işlemine OPU (oocyte pick up) yani yumurta toplanması adı verilir.Yumurtaların döllenmesi: Laboratuvar ortamında toplanan yumurtaların her birinin içine mikroenjeksiyon yöntemi ile bir spermin bırakılması işlemiyle döllenme gerçekleştirilir. Tüp bebek tedavisinin özelleşmiş embriyoloji laboratuvarında embriyologlar tarafında sürdürülen bu basamağı oldukça önemlidir. Döllenmiş yumurtalara ikinci günden itibaren embriyo adı verilir. İkinci gün 4 hücreli, üçüncü gün 8 hücreli olacak şekilde hücreler bölünür. Dördüncü gün ortasında boşluk oluşturarak blastokist adı verilen şekle gelir. Beşinci gün iç ve dış hücre tabakaları belirginleşir. Çoğunlukla beşinci güne ulaşmış embriyolar transfer için tercih edilir.Embriyonun transferi: Embriyonun rahim içine yerleştirilmesi tüp bebek tedavisinin kısmen kolay olan son basamağıdır. Anestezi olmaksızın ağrısız bir işlem olan embriyonun rahim içine transferi ultrason rehberliğinde gerçekleştirilir. Transfer işleminden sonra 9.gün kanda BHCG düzeyine bakılarak hamilelik elde edilip edilmediği tespit edilir.Erkeklerde kısırlık tedavisinde Tüp Bebek
Erkek kısırlığı yani sperm sayısının azlığı yokluğu azospermi veya hareketliliğinin azlığı yokluğu durumlarında çiftlere en hızlı bebek sahibi olma şansı veren yöntem tüp bebek tedavisidir. Erkek kısırlığı tedavisi Antalya'da tüp bebek uzmanlarınca yapılmakta, gerekli genetik testler, incelemeler androlog hekimlerle işbirliği içinde uygulanmaktadır. TESE, TESA vb sperm elde etme yöntemleri Antalya tüp bebek merkezlerinde yapılmaktadır.
İnfertil çiftin değerlendirilmesinde birinci basamak testlerden biri spermiyogram testidir. Bu test ile sperm değerlerinde saptanan anormalliklerin tedavisi ile çifte yardımcı olunur. Erkek kısırlığı tedavi yaklaşımları şöyledir.
1-Enfeksiyonlar ve hormonal bozukluklar ilaç verilerek tedavi edilir.
2-Varikosel operasyonu: Testis çevresindeki damarların genişlemesine varikosel denilmektedir. Sperm parametreleri düşük ve aynı zamanda klinik varikosel saptanan erkeklere varikosel onarımı yapılması önerilmektedir. Azospermi veya ciddi oligospermik erkeklerde klinik varikosel varsa tüp bebek öncesi varikosel ameliyatı yapılırsa TESE’de sperm bulma ve canlı doğum oranları artmaktadır. Canlı doğumun oluşmasında Spermin negatif etkisi sadece %15 oranındadır. Hamilelik esasen yumurta ve rahim etkileri ile gerçekleştiği için varikosel ameliyatından sınırlı sayıda çift yarar görebilmektedir.
3-Sperm kanallarındaki tıkanıklıkların giderilmesi: Sperm kanallarının prostata açılan yerinde darlık yapan sebepler endoskopik olarak kesilerek açılır. Diğer düzeylerdeki tıkanıklık bölgeleri ise mikroskop altında bulunup çıkartılır geri kalan sağlam bölgeler birbirine tekrar dikilerek meninin doğal yolla dışarı atılması sağlanmaya çalışılır. Bu ameliyatlar başarı şansı düşük olduğundan ve gebeliğin oluşumu sperm dışında pek çok faktöre bağlı oluğundan kısırlık tedavisi için nadir olarak yapılmaktadır.
4-Yardımcı Üreme Teknikleri – İntrauterin inseminasyon; IUI (aşılama): Aşılama, semenin özel yüzdürme yıkama teknikleriyle ileri hızlı spermlerin küçük bir hacimde özel solüsyonlar içinde toplanması ve iyi spermlerin yumurtanın çatladığı zamanda yumuşak bir katater yardımıyla rahim içine verilmesi işlemidir. Başarı oranı tüp bebeğe kıyasla düşüktür. Aşılama düşük sperm sayısı, endometriosis, açıklanamayan kısırlık durumlarında uygulanır.
5-İn vitro fertilizasyon; IVF (Tüp bebek): Tüp bebek günümüzde tüm dünyada en hızlı hamilelik elde edilmesini sağlayan kısırlık tedavisi yöntemidir. Erkekte semende sperm azlığı, azospermi veya spermin testisten elde edildiği durumlarda, kadın fallop tüplerindeki tıkanıklık veya açıklanamayan infertilitede durumlarında uygulanan başarı oranları en yüksek hamileliği en hızlı elde etme yöntemidir. Hormonal tedavi ile kadının yumurta üretimi arttırılıp oluşturulan yumurtalar OPU adı verilen işlemle laboratuar ortamına dışarı alınır. Laboratuar şartlarında yumurta ile sperm birleştirilir. Üçüncü veya beşinci günde gelişmiş embriyo kadın rahmine yerleştirilir.
6-İntrasitoplazmik sperm enjeksiyonu ICSI (Mikroenjeksiyon): Spermin laboratuar şartlarında mikroskop altında çok ince iğnelerle yumurta hücresi içine konulması işlemidir. Bu şeklide döllenmiş yumurta üçüncü veya beşinci gün embriyosu olarak kadın rahmine yerleştirilir. ICSI’de spermin hangi yolla elde edildiğinin (semenden veya testisten elde edilmiş olabilir) bir önemi yoktur. Mikroenjeksiyon erkek kısırlığının tedavisinde çığır açan bir teknolojidir. Bu yolla menide sperm bulunmayan pek çok erkek baba olma şansına sahip olmaktadır. Diğer merkezlerde olduğu gibi Antalya'da tüp bebek uygulamalarında mikroenjeksiyon rutin olarak yapılmaktadır.
6-TESE, TESA, PESA, MESA: Semende (menide) sperm hücresi yokluğunda azospermi durumunda testisten veya epididimden biyopsi veya aspirasyon yoluyla sperm elde etme yöntemleri Tüp bebek tedavisi için gerekmektedir. Bu yöntemlerle elde edilmiş spermler mikroenjeksiyon yoluyla yumurta içine bırakılarak döllenme yapılır.
Tüp Bebek Tedavisi Fiyat 2022 Tüp bebek tedavisi maliyetleri ve fiyatları son 15 yıl içinde belirli bir düşme göstermiştir. Ülkemizde sosyal güvenlik kurumları tüp bebek tedavisinin maliyetini belirli oranlarda ve belirli şartlarda karşılamaktadır. YÜT yönetmeliğinde açıkça belirtildiği şekilde kadın yaşı 39'un üstünde ve en az bir tane çocuğu bulunan çiftlerin tüp bebek tedavi masraflarını SGK karşalamamaktadır. SGK ödemesi için belirli kısırlık türlerinde 2 kez iğne tedavisi ile aşılama yapılması, bunun belgelenmesi ile üniversite hastanelerinden rapor çıkarılması gerekmektedir.
Ülkemizde tüp bebek fiyatları batı ülkelerine kıyasla daha ekonomiktir. Bu yüzden ülkemizde güvenli, ekonomik, yüksek standartta, yüksek başarı oranlarına sahip tüp bebek merkezlerinin varlığı sayesinde sağlık turizmi kapsamında çevre ülkelerden pek çok çift çocuk sahibi olma hayallerini ülkemizde gerçekleştirmektedir. Bir tüp bebek tedavisinde başarı elde edememiş çiftlerin sonraki denemeleri yapmadan önce bazı test ve ameliyatlar gerekebilmekte bunlar maliyet artışına yol açabilmektedir. Standart tüp bebek fiyatları Antalya'da diğer şehirlerdeki merkezlerin tüp bebek fiyatlarına benzerlik gösterir. Embriyo biyopsisi, embriyolarda genetik inceleme veya başka spesifik test ve girişimlerin gerektiği durumlarda tüp bebek fiyatları değişebilmekte ve hizmet alıcıları bu detaylar hakkında bilgilendirilmektedir.
Yumurtalık rezervi tüp bebek başarısında önemli bir faktördür Üremenin zayıfladığını gösteren yumurtalık (over) rezerv testleri şunlardır:
AMH (Anti Mülleryen Hormon) <1,3 ng/dl. FSH (Folikül Stimülan Hormon) ≥ 10 IU / ml. Vajinal ultrasonda her iki yumurtalıkta toplam antral folikül sayısının (AFC) 7 ve daha az olması. Kadın yaşının 38’in üzerinde olması. Kadın yaşı halen tüp bebekte canlı doğum oranlarını etkileyen en önemli faktördür. Kadın üreme hayatında 35, 38,40,42 yumurtalık rezervinde önemli kırılma dönemleridir. 42 yaşın üstünde, daha önce başarısız denemeleri olan kadının, rezervi bulguları çok iyi olsa dahi mevcut yumurtalarla tüp bebek yapıldığında gebelik şansı yüzde birin altındadır.
Tıp biliminin en hızlı gelişen dalı olan tüp bebekte tüm gelişmelere rağmen ne yazık ki gebelik elde edilemeyen bir grup çift vardır. Genetik ve kök hücre teknolojisindeki gelişmelerle yumurta ve sperm hücresi oluşturulması sağlanabilirse üremede yeni bir devrimden bahsedilecektir.
VIDEO
Tüp bebek tedavisi kaç kere yapılabilir? Tüp bebek tedavisinde başarının yıllar içinde devamlı olarak artması ve tüp bebek tedavisinin çocuk sahibi olmak isteyenleri maddi ve manevi olarak zorlamaması nedeniyle, kısır çiftler tüp bebek tedavisini çoklu defalar denemeye isteklidirler. Genetik bilimi ve teknolojideki hızlı gelişmeler sonucunda her geçen gün yeni bilgiler yeni teknikler bulunmakta ve bir gurup kısır çiftin daha sorunlarına çözüm olunmaktadır. Tıbbın en hızlı gelişen dalı genetik, infertilite ve tüp bebek tedavisi alanlarıdır. Bu gelişim hızı nedeniyle, tahmin edilebilir bir zamanda kısırlık olasılıkla bir sorun olmaktan çıkabilecektir. ‘Kaç kez tüp bebek uygulanmasından sonra çiftler evlat edinmeye yönlendirilmelidir?’ sorusunun her kısırlık durumu için ortak bir cevabı olamaz. Görünürde her basamağı normal ilerleyen tüp bebek uygulamaları geçiren çiftler ortalama dokuz deneme sonrasında durmaları bugünkü verilere göre önerilmesine rağmen yaşı çok ileri olmayan çiftler için kendi kararlarına bağlıdır. Bundan on yıl önce altı denemeden sonra tüp bebek tedavisini denemeye devam edilmemesi öneriliyordu. Yakın gelecekte olasılıkla daha farklı bir sayı önerilecektir. Ancak bilimdeki yeni gelişmelerle kendi sorunlarına bir umut oluşan çiftler tekrar tüp bebek yaptırmayı deneyebileceklerdir. Tüp bebek tedavilerine devam etmekte istekli olan çiftler için ileride daha fazla deneme yapmalarında sakınca olmayacağı söylenebilecektir.
VIDEO Tüp bebek tedavisine nasıl hazırlanmalı? Kendiliğinden hamile kalamayan çiftler için kabul edilebilir maliyette ve en yararlı tedavi yöntemi olan Tüp bebek tedavisi özel hazırlık gerektiren zorlu bir yoldur. Üstelik sonuç kesin değildir. Kimi zaman başarı kadar başarısızlık da yüksek bir olasılıktır. Tüp bebek tedavisi öncesinde kadının hazırlığı elde edilecek başarı üzerinde oldukça etkilidir. Başarıyı artırmak biraz da tedaviyi alan kadının ve erkeğin elindedir. Üreme, bir dizi karmaşık ve ardışık süreçlerin başarı ile başarısızlık arasındaki hassas dengesi olarak tanımlanmaktadır. Hassas dengeler üzerine kurulu olan üreme enerji gerektirir. Doğada enerjik canlılar en iyi üreme kapasitesine sahiptirler. Bu yüzden doğru beslenme, uygun vücut ağırlığında olma, yeterli spor etkinliği ile dinamik ve enerjik bir bedene sahip olma tüp bebek tedavi sonucunda hamile kalma ve hamileliği doğuma kadar sağlıklı bir şekilde götürmeyi daha kolay hale getirmektedir.
-Sigara, kadında yumurta hücrelerine erkekte sperm hücrelerine son derece toksik yani tahrip edici etkiye sahip olduğundan tercihan tedaviye başlamadan 2 ay önce mutlaka bırakılmalıdır. Sigaranın erken menopoza sokucu etkisi olduğu dikkate alınırsa kadında yumurta kalitesini nasıl olumsuz etkileyeceği tahmin edilebilir. Sigara erkekte sperm hücrelerinde DNA hasarına yol açarak hatalı embriyo oluşumuna ve düşüklere yol açabilmektedir.
-Alkol ve kahve tüketimi tedavi süresince fazla abartılmadan, haftada en fazla 1-2 kez ile sınırlandırılmalıdır.
-İdeal Vücut Kitle İndeksi (VKİ; ağırlık,kg / boy m2) değerleri 20-25 arasında olmakla birlikte 29’dan daha büyük VKİ’ne sahip kadınlar kilo verme programından sonra tedaviye başlamalıdır. Vücut kitle indeksi 35’den büyük, yani ciddi obeziteye sahip kadınlarda tüp bebek tedavisinde hamile kalma ve canlı doğum oranları düşmektedir. Obezitenin yumurta kalitesi üzerine olumsuz etkisi olması nedeniyle uygun kiloya düşüldükten sonra Tüp bebek tedavisine başlanmalı ve tedavi sürecinde kilo alınmamalıdır. Bu amaçla glisemik indeksi yüksek gıda tüketimi kesin olarak bırakılmalıdır. Karbonhidratların az, yararlı yağların (doğal zeytin yağı) ve omega 3 gibi antioksidanların (ceviz, avakado, balık vb) yeterince tüketilmesi ile beden üremeye daha hazır hale getirilecektir.
-Psikolojik stres tüp bebek tedavi başarısını etkilemektedir. Stresi kontrol altında tutabilmek için akupunktur, yoga, meditasyon, psikolog görüşmeleri veya nefes gevşeme yöntemlerini kadının uyguluyor olması tüp bebek tedavisi boyunca işlerin kolay gitmesini sağlayacaktır.
Hamile kalamamak kişilerin kendi bilinçli seçimleri değildir, ama hamileliği daha kısa sürede elde etmek kişilerin kendi bilinçli seçimleri ve eylemleriyle mümkündür.
Embriyo transferi sonrasında nelere dikkat edilmeli? Embriyo transferi sonrasında, bazı kadınlar devamlı yatmanın iyi olacağını düşünürler, fakat bilimsel çalışmalarda hemen ayağa kalkma ile 30 dakika süresince yatakta kalma arasında gebelik sonuçları açısından bir fark bulunmamıştır. Hatta, fazla yatmanın olumsuz olduğu anlaşılmıştır. Embriyo transferinden sonra eve gidildiğinde de uzun süreler yatılmamalıdır, çünkü kuluçkada gibi yatmak stresi artırmaktadır. Merdiven çıkmanın, ayakta namaz kılmanın da sakıncası bulunmamaktadır. Embriyo transferi sonrasında 4-5 gün egzersizden kaçınarak, yalnızca olağan günlük aktiviteler yaparak evde dinlenmek gerekir. İş hayatı çok yoğun ve yorucu değilse çalışma yaşamına dönmek stresi azaltabilir. 20-30 dakikayı geçmeyen ve tempolu olmayan yürüyüş ve yüzme yapılabilir. Alışık olunmayan yeni bir aktiviteye bu dönemde başlanmaması daha uygundur. Embriyo transferinden 4-5 gün sonra cinsel aktivitede bulunulabilir. Ilık duş hemen embriyo transferi günü de alınabilir. Sauna, hamam, sıcak banyo, soğuk duş önerilmemektedir. Bu dönemde enfeksiyon geçirilmemesine azami dikkat gösterilmeli, ateşin yükselmemesi sağlanmalıdır, yükselen ateş parasetamol ile düşürülebilir.
Sigara tedavi boyunca ve embriyo transferi sonrasından kesinlikle içilmemelidir. Türk kahvesi bir fincan, açık çay 2-3 bardak, bitki çayları 1-2 bardak olarak içilmesinde sakınca yoktur. Meyve tüketimi 1 porsiyonu geçmemeli, şekerli ve hazır gıdalardan uzak durulmalı, kilo alınmamalıdır. Bu dönemde özel bitkisel kürlerden kaçınılmalıdır.
Embriyo transferinden sonra gebelik testine kadar olan 9-12 günlük süreç stresli geçmektedir. Stres yönetimi yapmak yani stresi azaltabilmek ve kontrol altında tutabilmek için farklı yollar denenebilir. En basit olarak nefes gevşeme egzersizleri yapılabilir, yoga, meditasyon, akupunktur, psikolog ile görüşme gibi yöntemlerden yararlanılabilir.
Eşlerin birbirleri dışında diğer aile bireyleri ve arkadaşlarıyla bu konuda konuşması stresi artırabilmektedir. Eşlerin birbirleriyle duygularını samimi olarak paylaşmaları yarar sağlamaktadır. Dikkati başka bir yere odaklamaya yarayan el sanatları, kitap okuma gibi uğraşılar stresten korunmayı sağlayacaktır.
Tüp bebek merkezinin belirlediği ve bir liste halinde elinizde olan ilaçlara gebelik testine kadar devam edilmelidir. Eğer gebelik testi pozitif ise, doktorunuz aksini söylemedikçe ilaçlara devam edilmelidir. Hamilelik testini (B-hCG) 1000 IU/ml’yi geçinceye kadar 2 günde bir tekrarlamak biyokimyasal gebelik olup olmadığını anlamada yararlı olabiliyor. ilk B-hCG ölçümünden 8 gün sonra rahim içinde gebelik kesesi görülmesi ve 15 gün sonra kalp atımları olan bir embriyonun görülmesi için transvajinal yolla ultrason yapılması gerekir. Biyokimyasal gebelik ve boş kese veya gelişimin durması gibi düşük türleri oluşabilmektedir. Tüp bebek gebelikleri, test pozitifliğinden sonra ilk 10 gün içinde, doğal gebeliklerle benzer oranlarda, yaklaşık %15 oranında düşme riski taşımaktadır.
VIDEO
Tüp bebek tedavisinde başarı için psikolojik destek önemlidir! Her yedi çiftten biri planladıkları zamanda gebelik elde edememektedir. Bu sorunlarla karşılaşan çiftler çeşitli psikolojik sıkıntılar çekmekte, suçluluk, öfke, kızgınlık, kaygı, korku, umutsuzluk, değersizlik, eksiklik ve yetersizlik duyguları yaşayabilmektedirler. Hatta birbirlerini suçlamakta ve bazen de ayrılmaya varacak kadar evlilikleri yara alabilmektedir. Kadın ve erkek farklı duygularla ve farklı tepkilerle bu süreci yaşamaktadır.
-Zor bir süreç olan tüp bebek tedavisi sırasında erkeklerin mutlaka eşlerinin yanında olması, onları dinlemesi, anlaması, duygularını göstermelerine, ağlamalarına ya da kendilerini ifade etmelerine izin vermelidirler. Erkeklerin eşlerine bu dönemde daha çok dokunması, dinlemesi, zaman ayırması, sevgisini daha çok ifade etmesi ve hep destekleyici olmaları gerekmektedir. Duyguları göstermek hem kadınlar hem erkekler için zayıflık değildir. Tedavi süreçlerinin sonunda üzüntünün karşılıklı olarak ifade edilmesi her iki taraf için de yararlı olmakta, çifti birbirine daha çok yakınlaştırmaktadır.
-Tedavi süreçlerine başlarken sorunları aşabilmek ve mutlu evliliğin sırlarını keşfetmek için bir terapistten yardım almak yararlı olabilir. İlişkinin temel taşlarından olan cinsellik, Tüp bebek tedavi süreçlerinden olumsuz etkilenebilmektedir. Bu yüzden kesintiye uğrayan cinselliğe daha fazla önem vermek, birbirlerini keyiflendirmek ve yakınlıklarını korumak için çiftlerin daha fazla çaba harcamaları gerekmektedir. Cinsel uyumu sağlanamamış ve doyumlu cinsel beraberliği tecrübe etmemiş çiftlerde bunları başarmak daha güç olabilmektedir.
-Tedavi süreçlerinde çiftlerin birlikte keyif alabilecekleri şeyleri yapmaları her ikisinin de rahatlamasını sağlayacaktır. Artan stresten dolayı iletişim hataları yapılabilmekte bazen kavga da edilebilmektedir. Önemli olan olumsuzluklara takılıp kalmamaktır. Tedavi sürecindeki çiftlerin yaşadıkları psikolojik sıkıntıları kolayca aşabilmeleri için birbirlerine hangi durumlarda zorlandıklarını, nelerin onları rahatlatabileceğini sormalı ve öğrenmelidirler.
-Tüp bebek sürecinde düşünce ve duyguları suçlamadan paylaşabilmek, fikirlere ve tercihlere saygı duymak, hak verilmese de karşındakini anlayarak dinlemek türünden iletişim becerilerini kazanmak zaman alsa da, her eğitim seviyesinden insanın bu becerilere sahip olması ve kendini geliştirmesi gerekir. Tedaviler boyunca çatışmaları büyümeden çözebilmek için sağlıklı iletişim becerilerine sahip olmak gerekir.
-Tüp bebek sürecinde kadınlar çeşitli zorluklarla baş etmeye çalışırken gergin, stresli, huysuz bir insan haline gelebilmektedirler. Bu noktada kadınların kendilerini ifade ederken suçlayıcı olmamaları önemli bir husustur. Kadınların duygularını, korkularını, endişelerini eşlerine anlatmaları ve tedavinin sorumluluğunu eşleriyle paylaşmaları, yalnız olmadıklarını bilmeleri ve eşlerinden destek almaları büyük önem taşımaktadır.
-Tüp bebek tedavisi sırasında neredeyse tüm işlemler kadına uygulanmasına rağmen kadınların hayatındaki zorluklar erkeklerin de hayatında etkili olmaktadır. Erkekler tüp bebek sürecinde konuşmamayı, genellikle içlerinde yaşamayı tercih etmektedirler. Sigara veya alkol kullanımını artırmakta, evden uzaklaşma, kadının her söylediğini suçlayıcı bir yorum olarak algılama, kendilerini kusurlu hissetme duygularını yaşamaktadırlar.
Rahim filmi (HSG) Histerosalpingografi HSG, rahim boşluğunun şeklini gösteren ve fallop tüplerinin açık veya şişkin olup olmadığını gösteren önemli bir incelemedir. Bu test kadına ait infertilite nedenlerinin %30-40’unu oluşturan tüp sorunlarını (tubal faktör),rahim yapışıklıklarını, rahim şekil bozukluklarını ortaya koymada çok kıymetli bir testtir. Rahim filminde (HSG)'de tüplerde veya rahim içinde sorun saptanması durumunda laparoskopi ve histereskopi ameliyatı ile sorunun doğrulanması ve tedavisi gerekmektedir. Bu testin kendisi de küçük tıkaçları uzaklaştırabildiği için hafif tedavi edici özelliğe sahiptir. RAhim filmi HSG ideal olarak, hastanın ultrasonlarını yapan, kısırlık takibini ve tedavisini yapan doktor tarafından çekilmesi daha yararlı olur.
Tüp bebek tedavisinin riskleri var mıdır? Tüp bebek tedavisi kolay tolere edilen riskleri az olan etkinliği yüksek bir tedavi şeklidir. Tedavinin birinci basamağında yumurtaların arttırılması sırasında kullanılan ilaçlar bazen aşırı uyarılma sendromuna, karında şişmeye yol açabilir. Bu semptomlar geçici olup çoğu kez günlük hayatı etkilememektedir. Tüp bebek tedavilerinin rahim, yumurtalık ve meme kanseri geliştirme riski taşımadığı yapılan araştırmalarda gösterilmiştir.
Tüp bebek tedavisi kimlere yapılmaz? Rahmi olmayan bir kadına tüp bebek yapılamaz. Tüp bebek tedavisinin uygulanma şartları ülkemizde yönetmeliklerde net olarak belirtilmiştir. Yasalarımıza göre sadece resmi nikahlı olan çiftlere tüp bebek yapılabilmektedir. Çiftin sadece kendilerine ait yumurta ve spermler kullanılarak tüp bebek tedavisi yapılabilir. Yönetmelik gereği ülkemizde yumurta hücresi kalmamış olan menopoz ve erken menopozdaki kadına, testislerinde sperm hücresi bulunmayan erkeğe tüp bebek yapılamaz. Hamileliği devam ettirmesi mümkün olmayan ağır fiziksel ve ruhsal hastalığı olan bir kadına tüp bebek yapılması uygun değildir. Tıp bilimindeki hızlı gelişmeler sayesinde bugün imkansız gibi görünen durumlar uzak olmayan bir gelecekte mümkün olacaktır. Hamilelik, sağlıklı bir kadının rahminde bebek büyümesi olduğuna göre, rahmi olan sağlıklı her kadın tüp bebek yoluyla bebek sahibi olma şansına sahiptir.
Tüp bebek ilaçlarının yan etkileri var mı? Tüp bebek veya aşılama tedavileri sırasında kullanılan hormon ilaçlarına bağlı olarak aşırı uyarılma sendromu, iştah artışı nedeniyle kilo artışı, psikolojik hassasiyet, sinirlilik, gerginlik oluşabilir. Ancak tüm bu yanetkiler geçicidir. Tüp bebekte gebelik elde edildiyse ve sağlıklı doğum gerçekleştiyse tedavilerde kullanılan ilaçların ve hormonların yıllar sonra bile uzun dönemde olumsuz (kanser vb) bir etkisi gösterilmemiştir.
Yumurtalık zayıflığında kimler risk altındadır? Yumurtalık rezervi üreme fonksiyonunu etkileyen önemli faktördür. Belirtilen şu durumlarda yumurtalık (over) rezervinin azalması ve üremenin yetersizliği riski ortaya çıkmaktadır.
Ailesinde (anne, anneanne, kız kardeş ve teyzelerde) erken menopoz hikayesi olması, Bağışıklık sisteminin anormal çalıştığı otoimmün hastalıkların varlığında (otoimmün tiroidit, otoimmun poliglandüler sendromlar vb), Diyabet ve galaktozemi gibi metabolik hastalıkların varlığında, Endometriozis gibi yumurtalığı tahrip eden bazı tıbbi hastalık durumlarında, Kadında Turner Sendromu, FMR-1 gen mutasyonu, Musküler distrofi, BRCA-1 taşıyıcılığı , BMP-15 mutasyonu gibi bazı genetik bozuklukların varlığında, Yumurtalık rezervinin azalması önce üreme fonksiyonlarının bozulmasına ve giderek erken menopoza girilmesine yol açar.
Yumurtalık rezervinin azalması hamile kalınamayacağını göstermez! Azalmış yumurtalık rezervi olan kadınların hamile kalmayı ertelememeleri önerilmektedir. Yumurtalıkları küçük ve yumurta sayısı azalmış olan kadınların 3-4 ay içinde hamile kalamadılar ise infertilite (kısırlık) için testlerin hemen yapılması ve tedavilere daha erken başlanması önerilir. Yumurtalık rezervinin azalması hamile kalınamayacağını göstermez. Ancak hamilelik zor elde edilebilir. Yumurtalık (over) rezervi azaldığında Tüp bebekte yumurta elde edilmesi zorlaşır. Yumurta sayısının ve kalitesinin azalması genellikle beraber gerçekleşir. 'Yumurtalık rezervi' kavramı esasen tüp bebekte yumurtalığın yeterli sayıda kaliteli yumurta verebilme gücünü anlatmaktadır. Azalmış yumurtalık rezervi durumunda Tüp bebek tedavisinde başarı oranları belirgin olarak daha düşüktür. İlerleyen kadın yaşı yumurtalık rezervi azalmasının en önemli nedenidir. Azalmış rezerv bulgularına sahip 32 yaşın altında genç bir kadın ile 38 yaşın üstündeki kadının doğal yollarla veya tüp bebek ile gebe kalma şansı aynı değildir. Genç olan kadın rezerv testleri daha kötü bile olsa daha yüksek gebelik şansına sahiptir. Azalmış rezerv nedeniyle tüp bebekte yumurta veremeyen kadının, tüpleri açık ise ve eşinin sperm sayımı normal ise doğal yollardan hamile kalma şansı devam eder.
Tüp Bebek Tedavisinde Rahmin Önemi Rahim (uterus) üreme için en temel organdır. Bu yüzden kısırlık değerlendirmelerinde özellikle rahim üzerinde durulmaktadır. Üremenin bu ana organı yumurtalık ve tüplere göre görece daha az sorun çıkarmaktadır; kısırlık nedenlerinin sadece %5 gibi küçük bir kısmı rahmin ve rahim yatağının (endometrium) kendinse ait sorunlardan kaynaklanmaktadır. Tekrarlayan düşükler ve tekrarlayan implantasyon başarısızlıkları (tüp bebek uygulamalarında iyi kalite embriyo oluşmasına rağmen embriyonun rahme tutunmaması) rahmin kendisine ait sorunlarına işaret etmektedir. Rahmin doğuştan gelen şekil bozukluklarının (kalp şeklinde rahim, perde, yarım rahim vb) ve boyut olarak küçük rahimlerin düşükler ve dış gebelikler için risk oluşturduğu bilinmektedir. Rahim, kendine ait bağışıklık sistemi olan, kendine ait genetiği ve hafızası olan tek organ olması nedeniyle basit ancak gizemli bir organdır.
Kısırlık nedeni olabilen doğuştan rahim anormallikleri (mülleryen anomaliler) Rahmin doğuştan gelen şekil bozuklukları (mülleryen anomaliler) toplumdaki her 20 kadından birinde görülmektedir. Kısırlık ve/veya düşükleri olan kadınların dörtte birinde rahmin şekil bozukluğu saptanmaktadır. En sık sorun rahimde perde (septum) varlığıdır. Embriyonun yerleştiği rahim yatağında polip varlığı veya rahim yatağına uzanan submuköz myomların varlığında tüp bebek tedavisine başlamadan önce histereskopi ile bu sorunlar düzeltilir.
Rahmin doğuştan gelen şekil bozuklukları kısırlık ve düşüklerin yanı sıra erken doğum, bebekte gelişme geriliği ve bebeğin doğum kanalına girememesi gibi sorunlara da yol açabilir. Bu bozukluklar vajinal yoldan yapılan ultrason, rahme su verilerek yapılan ultrason veya ilaçlı rahim filmi (HSG) ile saptanabilirken kesin teşhis için MRI veya birlikte yapılan laparoskopi /histeroskopi ameliyatları gerekebilmektedir. Bu ameliyatlar sırasında saptanan sorunlar tedavi edilebilmektedir. Doğuştan rahmin şekil bozukluğu olan 4 kişiden birinde idrar yollarına ait yapısal bozukluklar da olabilmektedir. Bu yüzden MRI ile bu durumlar ortaya konabilmektedir.
En sık görülen rahim şekil bozukluğu rahmin tepe kısmında 1cm’den küçük (hafif) basıklık olması (arkuat )durumudur. Bu basuklığın düzeltilmesi yarar getirmemektedir. İkinci en sık görülen şekil bozukluğu tam/kısmi rahim perdesi (septum) durumudur. Rahim yatağının şeklini göstermeye yarayan rahim filmi (HSG filmi) ile çift rahim boşluğu saptanmış olan kadınlarda sorunun çift rahim (didelfis) mi yoksa perde (septum) mi olduğunun ayrımının yapılması gerekir. Çift rahim (didelfis) ameliyat edilmesi gerekmeyen bir bozukluktur. Oysa ki rahim boşluğunu ikiye bölen perde şeklinde olan ince zarın (septum) histereskopi ile kesilmesi (bölmenin kaldırılarak tek ve geniş rahim boşluğu oluşturulması) gerekmektedir. Septum rezeksiyonu adı verilen ameliyat gebelik olasılığını artırmada düşük ve erken doğum olasılığının azaltmada fayda sağlamaktadır. Kısırlık, tekrarlayan düşükler, rahim ağzı yetmezliği, bebeğin doğum kanalına anormal yerleşme durumlarında rahim boşluğunu tam veya kısmi olarak ikiye bölen perde (septum) varlığından şüphelenilmelidir.
Biliniyor ki septum her zaman bir soruna yol açmaz. Gebeliklerinde hiçbir sorun yaşamayan kısmi septumu olan kadınlar da vardır. Kimi zaman sezaryen sırasında rahmin içinde 1-2 cm lik septum varlığı saptanabilir. Bu yüzden rastlantısal olarak saptanan yani kısırlık ve düşükleri olmayan kadınlarda septumun kesilmesinin gerekliliği tartışmalıdır. Kısırlık ve düşükleri olan kadınlarda ise tam veya kısmi septum saptandığında septumun kesilerek geniş bir rahim boşluğu oluşturulması gereklidir. Yarım rahim (unikornuat) veya çift rahim (bikornuat veya didelfis) durumlarında ameliyatlar bir fayda sağlamamaktadır. Ancak çift rahimlerde bazen bir taraftaki rahim gelişmemiş ve çok küçük (rudimente horn) olarak bulunabilir. Bu durumlarda küçük olan tarafta, kasık ağrısı, çikolata kistleri, dış gebelik gelişebileceğinden bunların çıkarılması gerekir.
Kısırlık nedeni olabilen diğer rahim sorunları Rahim yatağı dokusu olan endometriumun polipleri iyi huylu lokal doku artışı olarak tanımlanmaktadır. 40lı yaşlarda ve obezitesi olan kadınlarda %20 oranında görülmektedir. Kısırlık sorunu olan her 3 veya 4 kadından birinde polip mevcuttur. Adet döngüsünün 10ncu gününde vajinal yoldan yapılan ultrason incelemesinde poliplerin varlığı ortaya konabilir. Polipler embriyonun rahme yerleşmesini engelleyebileceği için gebe kalma güçlüğü olan kadınlarda poliplerin histereskopik olarak çıkarılması önerilmektedir.
Endometrium rahim iç zarı veya rahim yatağı dokusunun ince kalması hamile kalmaya engel olabilir
Rahim yatağı dokusunun (endometriumun) embriyo transferi sırasında ince olması yani yeterince gelişmemesi, kalınlığının 7 mm’nin altında olması tüp bebek uygulamalarında embriyonun rahme tutunma şansını azaltmaktadır. Endometriumu kalınlaştırmak için farklı tedavi yaklaşımları denenmesine rağmen ideal bir yöntem saptanamamıştır .
Tekrarlayan tüp bebek başarısızlıklarında neler yapılabilir? -Rahim boşluğunda sıvı varlığı tüp bebek tedavilerinde gebelik oranlarını azaltır, tekrarlayan tüp bebek başarısızlıklarına yol açar. Sıvının nedeni genellikle tüplerle ilgili sorunlardır. Tüpler içinde normalde oluşan sıvının tıkanıklık nedeniyle karın boşluğuna akamaması sonucu rahim boşluğuna yönelmesi söz konusu olabilmektedir. Rahim boşluğuna akan sıvı embriyonun rahme tutunma şansını azaltmaktadır. Embriyo transfer gününde rahim boşluğunda sıvı varlığının devam etmesi veya tekrarlayan tüp bebek başarısızlıkları durumlarında tüplerin kapatılması bir tedavi seçeneği olabilmektedir.
-Miyomlar her 5 kadından ikisinde görülmekte olup kısırlıkla ilişkisi net değildir. Rahmin dışına doğru büyüyen (subseröz) miyomlar doğurganlık üzerinde bir soruna yol açmazlar. Rahim yatağının içine doğru büyüyen (submüköz) miyomlar kısırlık ve düşük nedeni olabileceği için histereskopik olarak çıkarılmaları gereklidir. Rahim duvarına gömülü olan (intramural) miyomlar 4 cm den büyükse veya rahim yatağında bükülmeye neden oluyorsa üreme fonksiyonlarını etkileyebileceği ileri sürülmektedir. Tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı varsa laparoskopik olarak bu tür intramural miyomların çıkarılabilecekleri yönünde görüşler vardır.
-Adenomiyozis, rahim yatağı dokusu olan endometriumun rahmin kas tabakası içine girmesi sonucu rahmin yapı ve fonksiyonunun bozulmasına yol açan bir sorundur. Adenomiyozis ağrı ve kısırlığa yol açabilen neden oluştuğu bilinmeyen, endometriozis benzeri bir hastalıktır. Tedavide endometriozis hastalığında olduğu gibi 2- 6 ay süreli GnRH agonistleri ile hastalığın geriletilmesi sonrasında tüp bebek tedavilerine geçilmesi önerilmektedir. Cerrahi tedaviler, diğer tedavilerin etkisiz kaldığı durumlarda seçilebilmektedir.
-Rahim içi yapışıklıklar rahim yatağının mekanik (kürtaj veya sezaryen) veya enfeksiyonları sonucunda oluşabilmektedir. Normalde endometrium dokusunun iyileşme süreçlerinde skar (nedbe) dokusu oluşmaz. Bazı kadınlarda iyileşme süreçlerinde farklılık oluşmakta adezyon (yapışma) meydana gelmektedir. Adet kanama miktarının ileri derecede azalması ve HSG filminde (rahim filmi ) rahim boşluğunun 2/3’ünden daha fazla küçülmesi yapışıklığın şiddetli olduğunu göstermektedir. Bu durumda histereskopik olarak makas kullanılarak yapışıklıklar açılır ve estrojen hormonu verilerek yeni endometrium dokusu oluşumu güçlendirilir. Yapışıklıklar tam olarak açılsa da oluşacak gebelikte plasenta akreata, servikal yetmezlik ve bebekte gelişme geriliği gibi sorunların gelişebileceği ve dikkatli bir takip yapılması gerektiği önerilmektedir.
Histeroskopik işlemler (septumun kesilmesi, miyom ve polip çıkarılması, yapışıklığın açılması) doğurganlığı olumlu etkileyen, görece kolay yapılabilen başlıca kısırlık tedavisi ameliyatlarıdır. Histereskopi ile rahim işlemleri sonrasında tüp bebek tedavilerine geçmek için belirli bir iyileşme süresi beklenmesi gerekmektedir. Bu süre septum ameliyatında 2 ay, polip çıkarılmasında 1 ay, miyom çıkarılmasında 2-3 ay, yapışıklık açılmasında 2 aydır. Tekrarlayan tüp bebek başarısızlıklarında endometrium dokusundan biyopsi alınması da yararlı olabilmektedir.
Embriyo dondurma, yumurta dondurma ne zaman yapılır? Üremenin devamlılığını sağlayabilmek amacıyla üreme hücreleri olan oositin ve spermin veya yumurtalık dokusunun veya embriyonun dondurularak saklanmasına 'üremenin korunması' adı verilmektedir. Yumurtalıkların zarar verici etkenlerden korunması da üremenin korunması açısından önem arz eder.
Kadın ve erkeğin üreme kapasitesinde azalma riski yaratabilecek her türlü durumda üremenin korunması için alınabilecek tedbirler sonraki pişmanlıkların önüne geçebilecektir. Üremenin devamlılığının sağlanması yani sonraki zamanlarda çocuk sahibi olmanın sağlanabilmesi kişilerin hayat kalitesini artıracaktır.
Üremenin korunması en sık neden sosyal nedenlerle doğurganlığın ertelenme isteği ile yapılmaktadır. İkinci sıklıkta, genç yaşta ortaya çıkan kanserlerin tedavisinden sonra çocuk sahibi olma arzusu nedeniyle üremenin korunması yapılmaktadır. 15-39 yaş arası kadınların kanser tedavilerinde uygulanan kemoterapi rejimleri ve radyoterapi sonucunda kadında erken menopoz ve kısırlık oluşmakta ve bu durum yaşam kalitesini ciddi oranda düşürmektedir.
Sosyal nedenlerle doğurganlığını erteleme isteği olan kadınlar ve kanser tedavilerinde menopoz riski olan kadınlar isterlerse çocuk sahibi olabilme kapasitelerini koruyabilirler. Böyle durumlarda kadınlar İstedikleri zamanda çocuk sahibi olabilmelerinin olanakları hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak ve imkanları kullanmak istemektedirler. Kadınlar üreme yeteneklerinin korunması konusunda günümüzde eskisinden daha isteklidirler.
Üreme hücreleri ve yumurtalık dokusu hangi durumlarda saklanmalıdır? Ülkemizde 30 Eylül 2014 tarih 29135 sayılı ÜYTE yönetmeliğinin 20.maddesinde üreme hücreleri ve yumurtalık dokusunun saklanmasını gerektiren tıbbî zorunluluk halleri şöyle açıklanmıştır;
Erkeklerde;
Cerrahi yöntemlerle sperm elde edilmesi durumunda, Kemoterapi ve radyoterapi gibi sperm hücrelerine zarar veren tedavilerin öncesinde, Testislerin alınmasını gerektiren ameliyatların öncesinde, Semende çok az sayıda sperm olması (kriptozoospermi) durumlarında sperm hücreleri dondurularak saklanabilmektedir. Kadınlarda;
Kemoterapi ve radyoterapi gibi yumurta hücrelerine zarar veren tedavilerin öncesinde Yumurtalıkların alınmasını gerektiren ameliyatlar öncesinde Düşük yumurtalık rezervi olup henüz çocuk sahibi olmayan veya ailesinde erken menopoz hikayesinin üç uzman tabipten oluşan sağlık kurulu raporu ile belgelendirilmesi durumlarında yumurta hücreleri dondurularak saklanabilmektedir. Üremenin korunmasında over dokusu dondurulması Genç yaş kadınların kanser tedavisi sonrası üremelerine devam etmesi günümüzde mümkündür. Üreme potansiyelini koruma amacıyla daha sonra kullanmak üzere dondurmak için yumurtalıktan (overden) laparoskopi ile doku alınması işlemi yapılabilmektedir. Kemoterapik ilaçların çoğu kanser hücresine spesifik olmadığı için normal doku hücrelerini de öldürmektedir. Bunun sonucu olarak uygulanan tedavinin ciddiyetine göre over rezervi geri dönüşümsüz azalmaktadır. Hatta bazen hasta menopoza girmektedir. O nedenle meme kanseri vb durumlarda kemoterapi alacak olan evli olmayan kadınların fertilitesini korumak için kemoterapi öncesi laparoskopik olarak over dokusu alınır ve dondurulur. Böylece fertilite (gebe kalma kabiliyeti) korunmuş olur. Ancak yumurta (oosit) dondurulması veya evli olan kadınlarda embriyo dondurulması başarı şansı daha yüksek olması nedeniyle tercih edilmektedir.